1. Seğmenler Su Savaşında Çook Eğlendik!!
Bu haftasonu yapilan su savasinda Ankara Segmenler parkinda cilginlar gibi eglendik. Gecen yildan cok daha guzeldi. Vuvuzela’miz, damacanamiz ile muhtesem bir ekiptik. Uzerine ustluk Gozde ile birlikte Hurriyet’in haberinde kapak olduk 🙂
Haber:
Ankaralılar, sıcak havanın etkisini artırmasıyla Seğmenler Parkı’nda buluşup, su savaşı yaptı. Su tabancaları ve şişelerle birbirlerini ıslatan çok sayıda kişi, renkli görüntüler oluşturdu.
Yaz tatilini Ankara’da geçiren ve son günlerde artan sıcak havadan bunalan Başkentliler, internet üzerinden organize olup, Seğmenler Parkı’nda toplandı. Ankara Student Life adlı ekibin sosyal medyada duyurduğu 1. Seğmenler Su Savaşları isimli organizasyona katılan vatandaşlar, su tabancaları, şişeler ve kovalarla parka gelerek su savaşı yaptı.
Çoğunluğu öğrenci ve gençlerden oluşan grup, yoldan geçenleri de aralarına alıp, sayılarını kısa sürede artırdı. Geçtiğimiz yıl da düzenlenen ve eğlenceli görüntülere sahne olan etkinliğe katılanlar, birbirlerini ıslatarak doyasıya eğlendi.
Kim Lan Bu Ismet?
Web sitesi Kim lan bu ismet? olan muhteşem yazılara sahip site.
ismet evinizin bir köşesine yerleşmiş, kim olduğundan asla ve kati bir şekilde haberinizin olmadığı hatta ve hatta adını dahi bilmediğimiz kişiymiş.
— spoiler —
o gece çok içmişti ismet..
karanlık gecede sokakta yürüyordu..
son otobüsünü kaçırmıştı..
çaresiz bir şekilde otobüs durağından aşağı doğru yürüyordu nereye gittiğini bilmeden..
sonra tam önünde kalabalık bir arkadaş grubu gördü..
onlar da epey sarhoştu, bağıra çağıra yürüyorlardı..
tam arkalarında yürürken iyice yaklaştı ismet..
“sigara var mı?” diye sordu..
gruptan biri hemen bir sigara uzattı ve konuşmaya başladılar..
bir eve doğru gidiyorlardı..
hava da iyice soğuktu.. ismet devam etti onlarla konuşarak yürümeye..
kimse sormuyordu kimsin diye?
birinin arkadaşı olduğunu düşünüyorlardı herhalde..
apartmanın önüne geldiler..
hep birlikte yukarı çıktılar..
güzel kocaman salonu olan bir evdi..
ismet artık muhabbete iyice dahil olmuştu..
gerçekten arkadaşları gibi muhabbet ediyordu onlarla..
uykuları gelince ismet’e yer gösterdiler yatması için..
yattı uyudu o sıcacık evde..
sabaha karşı alkolun etkisiyle susamış olarak uyandı..
kalktı mutfağa gidip kana kana su içti..
sonra geri dönüp yattı..
çok mutluydu ismet..
sabah olduğunda herkes uyandı..
kahvaltı hazırlıkları başladı..
herkes onunla muhabbet ediyordu ama kimse adını soramıyordu..
içlerinden “kim lan bu?”, “kimin arkadaşı” diye düşünüyorlardı belli..
ama dün çok içtiklerinden ayıp olur diye soramıyorlardı..
güzelce kahvaltı ettiler..
daha sonra ismet ben artık gideyim artık abi.. dedi ve gitti..
arkasından herkesin aklında aynı soru öylece kaldı..
kim lan bu? kimin arkadaşı?
ismet suratında gülümsemeyle apartmandan çıktı ve otobüs durağına doğru yürüdü..
hava geceye göre epey ısınmıştı zaten..
ne güzel gece geçirdim diye düşündü..
— spoiler —
Derin

Junior geliştiricinin ilk commiti
Ankara’da Dalgıç Olmak
Biliyor musunuz en çok dalgıç Ankara’da var.. Deniz olmayan yerde bir sürü dalış okulu var. Bende 2009 yılında dalgıç olmaya karar veren Ankara’lılardanım. Kardeşim ve yelken yaptığım sevgili kaptanlarımla (evet Ankara’da pek çok yelkencide var denize hasret memleket işte..) teorik kursa gittik. Kurs sonrası Ankara’da işler şöyle yürüyor ilk önce havuz dalışı yapıyorsunuz regülatör, BC, maske kullanımına alışmak için ardından mecburen Ankara’yı terk ediyorsunuz ve deniz kenarı dalış bölgesi olan bir yere gidiyorsunuz.
Ben ilk dalışımı güzeller güzeli Selimiye’de (Marmaris) yaptım. Selimiye ufak bir yer olduğundan kaldığımız pansiyondan, dalış teknesine kadar her şey çok güzeldi ve sıcacık bir ortamı vardı. İlk dalışta 5 metreye dalıyorsunuz, benim ilk dalışım ve sonrası tam bir kabustu.
İlk dalışta kısa elbise giymiştim ve 5 metrede dizlerimin üzerine otururken çıyanın üzerine oturmuşum.. Bütün gün bacağım baştan aşağı ağrıyarak gezdim. Bir de tam arıların üreme dönemine denk gelmiş dalış zamanımız tüm dalışımız boyunca tekne arı istilası altındaydı. Ama ilk günün ardından tüm bu kötü şeyleri bir yana bırakıp su altına odaklanınca “iyiki dalgıç olmayı seçmişim” dedim.
Su altı bambaşka bir dünya, sanki rüya görüyorsunuz gibi.. Helede tekne batığı, uçak batığı gibi şeyler varsa.. İlk gerçek dalışımı yaptığım yerde (Amerikalı’nın Koyu) küçük bir motor yat batığı var.. Suyun altında hem sevinç, hem heyecan her türlü duyguyu yaşadım diyebilirim. Sanki bambaşka bir gezegene gelmişim ve orada başka bir hayatı tecrübe ediyorum.. Ben zaten suyun altında şişe görsem heyecanlanan biriyim, o şişe oraya nasıl gelmiş diye teoriler üretiyorum, mesela rakı şişesiyle eğlenen bir grup hayal ediyorum ve insanların daha önce neler yapmış olduklarını düşünmek bana keyif veriyor.
Selimiye’den sonra Kalkan, Kaş, Demre, Bodrum bir sürü yerde pek çok kez dalış yaptım. En çok beğendiğim Bodrum dalışıydı. Bu yaz tüm dalış ekipmanlarımı fuardan almış olmanın keyifiyle de sanırım, su altında bol bol batıklarıyla beni en çok mutlu edeni Bodrum oldu..
Off şu yazıyı yazarken öyle canım çekti ki dalışa gitmeyi, hazır da Cuma akşamıyken dalış olsa da gitsek..
Intralase Lasik Ameliyatımdan 7 Ay sonra
Merhaba tekrardan, göz ameliyatı olalı 7 ay geçti gitti ve hiç bir sorun hala yaşamadım ve umarım bundan sonra da yaşamam.. Yeni gözlerimle bu senenin ilk dalışını yaptım ve tekrar tekrar bu ameliyatı olduğum için şükrettim.. Eskiden lensle ve ya lenssiz yüzmek, dalmak ne kadar işkenceymiş. Hala lens ya da gözlük kullanıp ameliyata uygun birileri varsa Ankara Dünya Göz hastanesini ve Sibel Hanımı tavsiye ederim.. 🙂
Ameliyat Hakkında okumak için diğer yazım;
Heredot
Intralase Lasik Ameliyatım
Bir arkadaşıma doktor ismi bakarken Dünyagöz hastanesinin sitesinde lazer ameliyat linkine tıklamış bulundum. Orada güzel bir hesaplama vardı. Gözlük kullanırsan ne kadar, lens kullanırsan ne kadar para kaybedeceğine dair. Önce ona baktım bu zamana kadar milyarlar vermişim lens ve gözlük için.. Sonra merak edip lazere uygun musunuz formunu doldurdum. Resmen form submit tuşuna basar basmaz geri aradılar ve 15 Ekim cumartesi gününe randevu verdiler 1 haftada gözlük takacaksın dediler. 1 hafta gözlükle gezmek tam bir kabustu 10 seneden fazla zamandır lens takan bir insan için. Neyse 1 hafta kabusum bitti muayene oldum. Lens taktığım için gözlerimin uygun olmadığını ama çok kötü durumda olmadığını söyledi doktorum. Bir damla verip 1 hafta daha gözlük işkencesi verdi. 1 hafta daha gözlük kullandıktan sonra 22 Ekim Cumartesi günü Dünya göze tekrardan gittim. Tekrar muayene olduktan sonra ameliyata uygun olduğumu öğrendim ve ameliyata hazırlandım.
Ameliyat o kadar keyifli ve acısız ki anlatamam. İlk kısmı pek hoşuma gitmedi. İlk 1 dakika bir odada 30’ar sn bir şey yapıyorlar onu sevmedim. Hatta tansiyonum düştü bayılacak gibi oldum. Ama 2. kısım çok eğlenceliydi. Sizden yeşil bir ışığa bakmanızı istiyorlar sadece arada kırmızı ışıklar oynaşıyor arka planda yüksek sesli müzik çalarken o yeşil ışık netleşmeye başlıyor. Toplam 4-5 dakika sürüyor bu eğlence ve ameliyat bitiyor. Ya neden bitti çok eğleniyordum dedim resmen. Bir de gözümün yıkanmasını bu kadar seveceğimi hiç düşünmemiştim. Ameliyat bitti masadan kalktım resmen türk filmlerindeki gibi “Aman allahım görüyorum!!” dedim. 🙂 Gerçekten ameliyat bitiyor anında görmeye başlıyorsunuz. Kesinlikle gözünüz uygunsa bu ameliyatı olun derim.
Ameliyattan sonraki 4 saat tam bir işkence 4 saat gözünüzü kapalı tutmanız gerekiyor. Bende ağrı, yanma, kaşıntı gibi şeyler olmadı. Damlalarımı çok düzgün damlattım hala da damlatıyorum. Bilgisayar ekranı gözümü şu aralar çok yoruyor eskiden 4 saat aralıksız bakarken şimdi 1 saat bakınca gözüm ağrımaya başlıyor ama yani ameliyat olalı 3. günüm 🙂
Bunu okuyan birisi olur mu bilmem ama Ankara Dünya Göz Hastanesi ve Op. Dr. Sibel Şalvarlı’yı kesinlikle tavsiye ederim. Fiyat olarak da ilk muayeneme 97 lira ödedim SSK lı olduğum için (%70’ini ödüyorsunuz SSK lıysanız) ameliyatıma da 990€ ödedim. Bence gözlük, lens çilesi çekmek yerine eğer gözleriniz ameliyata UYGUN ise mutlaka ameliyat olmalısınız.
Sevgiler..